11 Temmuz 2016 Pazartesi

" Asırlık Sorunsal Kadın Erkek Eşitsizliği"

Kadın ve Erkek eşit midir? Mevzu fazlasıyla derin. Soru karmaşık değil, oldukça açık ve net. Peki ya cevap yeterince açık mı? Uğrunda akademik çalışmalar yapılmış, yeni düşünce akımları geliştirilmiş bu konuda cevabı bilimsel olmayan sadece şahsımın gözlemleri ile ölçüp, tartarak satırlara dökmek istedim. Bana göre bu sorunun, cevabı yeteri kadar açık. Tabi ki eşit değiller. Sakin olun beyler, kadınlar erkeklerden üstün.

Hiç, “hadi oradan, olur mu öyle şey?” falan demeyin gayet de olmuş. Klişelere girmek istemiyorum ama en gerçekçi klişe de kadının öğretici olduğu. Bu yüzdendir ki annelik kadınlara verilmiş, cennet ayaklarının altına serilmiştir. Sadece bu argüman bile yeterli ama biz olaya biraz daha güncel bakalım. Genel geçer kabul edilir bu klişeden sonra, kendi pencereme geçeyim ve madde madde sıralamaya çalışayım.

* Kadın Apple ürünü Macintosh gibi karmaşık geldiği halde, alıştıktan sonrası gayet pratik ve performanslı. Erkek ise Microsoft ürünleri gibi basit, kullanışsız ve verimsizdir. Teknoloji ile yakından ilgilenenler varsa, microsoft’un yazılımlarında Apple’ın kendi ürünü olan Mac Os yazılımlarına kayışlarına dikkat edebiliriz.  Bu tam olarak,  moda adı altında erkeklerin kadınlaşmasına da bir örnek teşkil etmekte. Gerek kendilerini örnek aldırma gerekse de yönlendirmede ki başarıları nedeniyle kadınların üstünlüklerine bir çentik atıyorum.

* Doğumsal  bir hastalık olmadığını varsayarsak kadın ve erkek aynı beyine sahip olarak dünyaya gelirler. Kadınlar, özellikle 30 yaş üzerinden sonra kesin kesin beynini kullanan canlılar olmasına rağmen, erkekler de beyin kullanma durumu yaşa göre değişmeyip bazen hiç bazense prostat hastalığı sonrasında beyin kullanımı olarak görülmektedir. Buna bağlı  olarak bazı sonuçlar elde edilmiştir. Kadınların ikna edicilikteki üstünlükleri, istediklerini daha rahat yaptırmaları ve akıl oyunları ile anlamak istemedikleri konuları kolayca savuşturup, konuları birbirine katıp sonunda her zaman (duruma göre kendilerince) haklı çıkmaları ve bunu kabul ettirmeleri en temel sonuçlar olarak göze çarpmakta.Yani Cem Yılmaz'ın dediği gibi kadın insanın üst modelidir. Bu kadar özelliği sayıp bir üstünlük çentiği daha atmamak haksızlık olur.

* Dünya, kadınların etrafında dönerken erkekler kadınların etrafında dönmeyi tercih etmekte. Öyle ki sıçma denilse, üç gün tuvalete gitmeyecek erkekler var. Kabızlık bazı erkekler için şans anlayacağınız. Aşağı yukarı hepimiz sosyal medyanın bir köşesindeyiz ve olaylara daha yakından tanık olmaktayız. Ben bizzat şahit olduğum birkaç olaydan örnek vereyim.

Toplum olarak kolay bir ülkenin vatandaşları değiliz. Herkesin, herkese doğrudan karıştığı hayatına müdahalede bulunduğu bir ülkedeyiz. İkiye ayrılıyoruz her şeye karışıp yargılayanlar ve buna müsaade edip yargılananlar. Mesela birey dünyaya geliş sebebini yemek yeme olarak görebilir. Onun iyiliğini düşünen yakınları değilseniz buna pek de karışma hakkınız yok çünkü onunla iletişime geçerken zaten bunu kabul etmiş olursunuz. Karşılıklı iletişim de doğru bakış açısı olduğu gibi kabullenmeyi ve hoşgörüyü benimsemek doğru yaklaşımdır. Değilse herkes yalnız başına kalmalıdır.

Erkekler kendilerini savunamayacak kadar küçük durumlara düşebilir. Bir dönem biscolata denen fitne türedi. Reklamlarında baklava diye tabir ettiğimiz kaslı yakışıklı boylu endamlı adamları gösterdiler bizlere. Özgüvenini muhtemelen soysal medyada kazanmış fenomen hesap sahibi kızımız çıktı dedi ki baklavasız adam mı olur? Arkasındaki yüzün kim olduğunu bile belli olmayan bu hesap hayatlarında halı saha dışında sporla ilgisi olmayan canlıları yaş dinlemeden sorgusuz sualsiz baklavasız erkek olmaz önermesini kabul ettirerek kendilerini spor salonlarına atmalarına sebebiyet verdi. Bu söylem sonrası, erkeklerin geçirdiği travma sosyolojik gözlem konusu.  Allah’a çok şükür ülkemizde ki şişirilmiş herküllerin sayısı giderek artmakta. Zaten önemli olanda bu değil mi? Neden yapıldığının önemi yok kimse için yapılsın yeterli..İstediğini tek bir tweetle yaptırma yetisinde üstünlük kadının.

Şişirilmiş Herkül tanımlaması da boşuna değil. Bir başka kadının “sen o kısacık boyunla üçgen peynir gibi olmuşsun” sözüyle kendini hunharca yemeğe vuranlar da şahitlik ettik toplumca. Kasların protein eksikliğinden değil de belki muhtemelen ileride iç Anadolu kalçalı diye tabir ettiğimiz sarkık bir vücuttan çıkarak erimesi ayrı bir ironi. İki sözüyle gömen kadınlar iki sözle gömülen erkekler. Bakın sağlık için değil, giydiği yakışsın ya da sadece ben istedim diyerek değil de varlığı bile belli olmayan bir kadının sözü üzerine yapılması eleştirdiğim nokta. Aşağı yukarı bir başka benzer süreç sakalsız erkek mi olur sözünden sonra yaşanmıştı. Bu yazıyı okuyan kadınlardan rica ediyorum, karşınızdaki varlık ağzınızdan çıkan söze uymakta tereddüt etmeyecek kadar saf bunu kullanmayın. Tayt giymeyen erkek mi olur denmesinden korkuyorum. Sonuç mu kadınlar hanesine bir çentik daha.

*Sürüncemede kalan bir başka kavram maçoluk. "Maço erkek olur mu?" denildi. Bakıldı ki erkek orantıyı sağlayamıyor modern olacak diye cool olacak diye özünden kayan erkeklerin artışından kadınlar yine memnun kalmadı ve değişikliğe gidildi.Ilımlı maçoluk kavramı geliştirildi ve "kıskanmayan erkekten hayır gelmez" denilerek yeni bir çözüm getirildi. Kimlik kargaşasına düşen erkekler yine yenildi. Çözüm üretmede kadınlara bir çentik daha.

*Evlilik aşamasında erkeğe çektirilen eziyetleri bu yollardan geçenlerimiz gayet net bildikleri için yaralarını deşmek istemem. Kısaca eziyet ve isteklerini yerine getirtme de kadınlara bir çentik daha.

*Kadın ile erkek arasındaki en büyük üstünlüklerden biri de özellikle ülkemizde geçerli olan bir analiz sonucu bayanların sektörel iş bulabilmesi için işi bilemesine gerek yok bayan olması yeterli.İş dünyasındaki başarılarından ötürü kadınlara bir çentik daha.

Listeyi maalesef daha da uzatabiliriz ama daha fazla karamsarlığa girmeden toparlamak da fayda var.

*Kadınlara dur diyecek bir güç yok mu? Var. Evet evet var. Doğada hiçbir gücün kontrolsüz olmadığı gibi kadının gücünün de bir freni var. Yalnız bu gücün adı baş edemediğin an kadına saldırmak şiddet göstermek, elde edemediğinde iftira atmak karalamak, toplum için de taciz etmek zaaflarından faydalanmaya çalışmak değil. Bu gücün bu frenin adı Adamlar. Adamlar sayısı yıldan yıla hızla erimekte ve nesilleri tükenmektedir. Adamlar kadınların kodlarının asla tamamını olmasa da önemli bölümünü çözmüş kişilerdir. Onlar kadınları nerede dinlemeyip nerede dinlemeyeceklerini bilip kontrolü elinde tutanlardır. Kadınların güçleri bilinmeli, fikirlerine mutlaka önem verilmeli, ilgi ve dinleme kısımları asla atlanmamalı. Ama kuklaları da olunmamalı. İşte bunun ayrımını yapan kesimde yer alır adamlar. Yukarıda bahsettiğim ikiye ayrılan grupta dünyaya bir kez gelecek ve ölecek.Fikirleri önemseyin, ama hayatınızın kontrolünü elinizde tutun. 

Peki ben bu işin neresindeyim J Bu satırları bugün bu bloğa yazıyorsam, "yazmak istiyorum ne diyorsun?" dediğimde "yazmalısın" diyen kadının sayesindedir. Fikri ve desteği için teşekkürler.


                                                                                                                    Sadık Çağatay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder